top of page

Ölüm Meleğinin Defterinden Notlar

  • Yazarın fotoğrafı: MEHMET KULOĞLU
    MEHMET KULOĞLU
  • 30 May 2022
  • 1 dakikada okunur

Ölüm meleğinin defterinden notlar


İkinci ölümü yaşamak üzereydi. Bu adam bir kez daha ölmüştü. Evet, yanlış okumadınız bu evrende, her insan iki defa ölüyordu. Burada maddiyatla alacağınız bir şey yok. Para geçersiz, yalan yok. Öldürmek Yok. Dünyevi işlerden kalan hiçbir şey yok. Dünya, güneşin altında kalalı milyonlarca yıl olmuştu. (Burada bir isminiz de yok.) Ama burada duygular sahi, düşler sahi. İsimsiz adam, zaman kavramının olmadığı bir evrende, beklemekten başka bir şey yapamıyordu. Burada ilk ölümünüz, düşünsel olur; duyguların yok edilmesiyle olur. Özgürlük Tanrıçası gelir bedeninizdeki bütün acıları yok eder. Hafızanızdaki bütün kötü yanlar silinir, travmalar giderilir. Yeniden doğmuş gibi olurlar. İsimsiz Adam, belleğinde neredeyse asırlardır saklanan, genetik bir şifreymiş gibi soyundan gelen nesle aktarılan, o duygudan kurtulmuştu. Amaçsız, iradesiz gezinip dururdu bu adam. Bir asır geçtikten sonra . (Burada zaman kavramı yok, bir asrın geçtiğini, sizin ilk ölümünüzü yapan tanrıçanın ölümünden anlarsınız.) Perdahlar gelir, ikinci ölümünüze zemin hazırlamak için, silinen o duygudan birer ipucu bırakıp gider. Yavaş yavaş hatırlamaya başlarsınız ve hatırladıkça ölümünüz hızlanır. İsimsiz adam, cezasını çekiyordu. O büyük bir suç işlemişti. Çok büyük bir suç.

Evet suçla başlamıştı her şey, milyonlarca yıl önce güneşin tomurcuklarıyla parçalanan dünyada da bu şekilde olmuştu. Şimdi o dünyadan iz yok, kımırtı yok. Peki suçu neydi? Maddiyatın, yalanın olmadığı bir yerde nasıl suç işlenebilirdi? İşte bu sorunun cevabını bulmak için, ölüm meleği paralel evrende yolculuk edip bu isimsiz adamın hayatını araştırmak üzere görevlendirilmişti.


Atilla KABAK

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
  • Instagram
  • Instagram
  • Twitter

©2021, EDEBİYAT DURAĞI DERGİSİ tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page